“Asıl tuhaflık şu; TFF Başkanı ve ekibi başarısız olduklarının farkında değil. Ya da öyle davranıyorlar” diyen Ersen, “Görev sürelerinde yaptıkları en büyük yanlış, Futbol Federasyonu’nun kurumsal kimliğini ve hafızasını yok etmeleri. Adil karar verme mekanizmalarını devre dışı bırakmaları. Liyakat sahibi, işin ehli ve vizyon sahibi iş gücünü bitirmeleri. Kaliteli profesyonellerin yerine ikame etmeye çalıştıkları danışman kadrolarının futbolun temel gerçeklerinden bihaber olmaları” ifadelerini kullandı.
Ersen, bugünkü yazısına şöyle devam etti:
“O makama talip olanların bilmesi gereken ilk kural mutlaka bulundurmaları gereken meziyetler ise; adalet, tarafsızlık ve güvenilirlik.
Mevcut federasyonda var mı bu özellikler? Olsa, tarihin en kaotik sezonunu yaşamazdık herhalde.
Gelelim kritik soruya? Mehmet Büyükekşi geçen haziranda dört yıllığına başkan seçildi. Aradan 8 ay geçmedi ki, 18 Temmuz’daki olağan genel kurulun “seçimli” yapılmasına karar verildi.
Peki neden? Kulüplerin baskısı mı? Daha dün büyük hedefler ve vaadler ile göreve gelenler şimdi ne planlıyor olabilir?
Sanırım önce insanlarımızın balık hafızasına güveniyorlar. Sonra A Milli Takım’ın Avrupa Şampiyonası’nda elde edeceği olası başarının, TFF’nin eksi hanesine yazılan puanları sileceğini, işler yolunda giderse 18 Temmuz’da güven tazeleyip yeni kadrolarla yola devam etmeyi düşünüyorlar.
İyi de; dibi gören Türk futbolunu, giderek kötüleşen Türk hakemliğini, yerlerde sürünen marka değerini, ekonomik olarak iflas etmiş kulüpleri, darmadağın olmuş etik değerleri ve kaybolan saygıyı kim alıp eski yerine koyacak? Dağ gibi büyüyen sorunlara hangi zihniyet çözüm üretecek?
Bir daha seçilirse, bu tabloyu yaratan Mehmet Büyükekşi mi? Acaba kendisi inanıyor mudur buna?
Bildiğim şey, ağır hasta konumundaki futbolumuzun acilen rehabilite edilmesi gerçeği. Geçiş dönemi için ihtiyaç duyulan profil ise; futbolun çıkarlarını savunacak, herkesin saygı göstereceği, akil ve güvenilirliğinden kuşku duyulmayacak bir başkan adayı.”